4 yıldır idari kadroda görev aldığım Mersin(İçel) İdman Yurdu’nda görmüş olduğum stad terörü olarak nitelendirilebilecek bütün olayları hep holigan taraftarlara bağlardım. Kavga-siyaset-ayak oyunları-atılan cisimler neler neler… Ekran başında izlendiği zaman herşey gözükmüyor 😊
Hatta bir maçta sırf fotoğraf çekiyorum diye bende nasibimi almıştım 😊
Stadyum’da taraftar olarak izlediğim maçlarda çok küfür ettiğim de olmuştur. Ama hiçbir zaman Volkan Demirel’e “Router Modem, Kale Direği, 70’lik Rakı Şişesi, Patlıcan, Limon Sıkacağı, Küllük, Tuğla, Kaldırım Taşı, Dürbün, Kapı Kolu, Ayakkabı” atıldığı gibi sahaya yabancı madde atma hissi hiç oluşmadı.
Dün akşam Diyarbakır Stadyumu’nda oynanan Amed SK – Bursaspor maçında yaşanan olaylara sosyal medyada herkes tanık olmuştur.
Önce futboldan bahsedelim. Bursaspor; Malum borçları ve ardından gelen transfer yasağından ötürü 2. Lig’e kadar düşmüş, altyapıdan 16-17 yaşındaki çocuklarla mücadele ediyor. Amed SK ise geçen sezon play-off’lara kalıp bir başka Mersin takımı Tarsus İdman Yurdu’na penaltılarda elenip, yeni sezona yine 1. Lig parolasıyla devam ediyor. Yaşanan olaylar olmasa bu maçın favorisi zaten Amed SK.
O 16-17 yaşındaki futbolculara edilen küfürler, atılan maddeler… Maalesef bizim taraftarımız da geçen sezon grubumuzda ligden matematiksel olarak zaten düşmüş olan Ceyhanspor’un maça çıktığı 16-17 yaşındaki futbolcularına yabancı madde atmamış olsalar da çok ağır küfürler etmişlerdi.
Ama dünkü maçın asıl can alıcı noktası ise Amed SK taraftarları tarafından stada sokulup tribünde açılan sözde Kürdistan bayrakları ve T-shirtleriydi…
O zaman hep birlikte bu paçavraların stada nasıl sokulabildiğini ve o paylaşılan karelere rağmen maç sonuna kadar neden kalmaya devam ettiğini, bu rezaletin sorumlularını birlikte arayalım. Ama o sorumluları bulmadan önce hem bazı teknik konularda bilgi vermek, hemde hafızaları tazelemek isterim.
Bilindiği üzere şehir stadyumları ilgili şehrin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne ait. Yani Gençlik ve Spor Bakanlığı’na. İlgili şehrin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Stadyum’u ilgili takıma sezonluk olarak kiralar. Böylelikle TFF, Valilik ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bazında sezon boyunca stadyumda yaşanan tüm hadiselerden kulüp sorumlu olur.
Stadyum’da üst aramalarını kim yapıyor?
1 ) Ev sahibi kulübün sezon öncesi anlaşmış olduğu Özel Güvenlik Şirketi
2 ) İl Emniyet Müdürlüğü tarafından maçlarda görevlendirilmiş olan Resmi Polisler
Stadyum’a pankart-reklam vs astırmak için ne yapmak gerekiyor?
TFF içinde Temsilci İşleri Müdürlüğü veya Maç Planlama Müdürlüğü’ne ilgili pankartın görseliyle birlikte ev sahibi-misafir kulüp adına mail-fax atılarak izin alınır. Onay verilmesi durumunda ilgili stadın görevlilerine teslim edilip ilgili tribününde uygun görülen yere asılır. Tabi bu prosedürün maçtan 1-2 gün önce yapılırsa işiniz daha kolay.
Reklamla ilgili konularda ise kiracı olarak ev sahibi kulüp vasıtasıyla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’yle yazışmalar yapılır. Daha sonra tribünlere göre belirlenmiş olan m² fiyatı üzerinden ödeme yapılır ve reklam afişinizi astırırsınız.
Gelelim stadyumlardaki yaşanan Bayrak Hadiseleriyle hafızaları tazelemeye…
2006 yılında Arsenal kombineli bir vatandaş Emirates Stadyumu’na KKTC bayrağıyla girdi. Rumlar ortalığı ayağa kaldırdı. Olay İngiltere’nin İçişleri Bakanlığı’na kadar gitti. Bakanlık bir sakınca görmedi, taraftar KKTC bayrağıyla girmeye devam etti. Mevzu iyice büyünce Arsenal Kulübü radikal bir karar alarak Arsenal Bayrağı hariç tüm bayrakların (bütün ulusal ülkelerin bayrakları dahil) stada girişleri yasakladı.
2009 yılında Bursa’da oynanan Türkiye – Ermenistan maçında Bursa Valiliği tarafından Azerbaycan bayrakları stada alınmamıştı. Bu talimatın FIFA’dan bizim İçişleri Bakanlığı’na geldiğini de hatırlatalım.
Azerbaycan bizim kardeş ülkemizdir. Her ne kadar siyasi bir kararmış gibi gözükse de bu kural bütün ulusal ülke karşılaşmalarında mevcut. Mücadele eden 2 ülkenin bayrağı hariç, hiçbir ülke bayrağı alınmaz. Ama o Azerbaycan bayraklarının çöplere atılması, polisin bu konudaki şiddeti tamamen siyasidir.
2022 Ocak ayında Hull City kulübünü satın alan Acun Ilıcalı, Hull’un stadına Türk Bayrağı astırdı. Gururlandık mı? Evet. İngiltere’de tepki falan da çekmedi.
3 ay önce İzmir’de oynanmış olan Türkiye – Litvanya maçına Göztepe taraftarlarının hazırlamış olduğu “Mustafa Kemal’in Askeriyiz” yazılı pankartın stada alınmaması kararından; Nihat Özdemir’in istifasından sonra TFF’nin yeni genel kurul seçimine kadar geçici başkanlık görevini yürüten Servet Yardımcı sorumludur.
Peki dünkü maça sözde Kürdistan bayraklarının/t-shirtlerinin alınması talimatı kimden geldi?
Ya da neden müdahale edilmedi? Bu olaydan dolaylı veya dolaysız kimler sorumlu?
Müsabaka Güvenlik Amiri
(Yani maçta görevlendirilmiş olan Diyarbakır Emniyet Müdür Yardımcısı)
O paçavralar stada sokulurken belki haberi dahi olmamıştır. Ama stada sokulduktan sonra da gereken yapılmamıştır. Maçta görevli olan emrindeki polisler ya görevini ihmal etmiştir, ya da ettirilmiştir.
Özel Güvenlik Amiri
Stadyumlarda seyircilerin üst aramalarını %60’ını Özel Güvenlik Görevlileri yapar. Atılan cisimleri de düşünürsek görevi ihmal bir yana, kasıt söz konusu.
Stadyum Müdürü
Diyarbakır Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı olan Stad Müdürü bu yaşananlara tepkisiz kalmıştır.
TFF Temsilcileri-Gözlemci
Profesyonel Liglerdeki her maça 2 temsilci ve 1 gözlemci atanır. Temsilciler genelde yaşanan maçlarda yaşanan olaylardan sonra rapor tutarlar ve TFF’ye gönderirler. Ama 90 dakika boyunca o rezalete seyirci kalarak onlarda bunun sorumluluğa ortaktırlar. Neden ortaktırlar? Bazı maçlarda görev yapan Temsilcileri iyi bildiğim için, devre arasında stadyumdan seyirci çıkarttırabilecek kadar yetkileri vardır.
Amed Spor Kulübü
Kulübün yeşil sahada ilk vukuatı olmadığı gibi, diğer spor dallarında da sebep olduğu diğer tüm olaylar arşivlerde mevcut.
Bu rezaletin dolaylı-dolaysız tüm sorumluları mutlaka gerekli cezaya çarptırılır. Bundan sonra bir daha aynı rezaletlerin yaşanmamasını diliyoruz.
Dipnot: Sosyal medyada #amedsporkapatılsın hashtagi Twitter’da gündemde. Amed SK’nın kapatılması bu rezaleti örtmeyeceği gibi bundan sonra olacakların da önüne geçmeyecektir. Birşeyler olduktan sonra değil, oluyorken müdahale edebilmek önemlidir.
