Günümüz toplumunda genç, zayıf ve canlı görünmeye yönelik yoğun baskı nedeniyle, yaşamı tehdit etme potansiyeli taşıyan bir trend ortaya çıktı: sağlık turizmi. Bu, bir kişinin burada ABD’de ödeyebileceğinden çok daha az bir parayla sözde ülke dışında ameliyat aramak anlamına geliyor. Ancak konu estetik cerrahi olduğunda bu algı yanlış yönlendiriliyor ve aslında gerçeklerden bu kadar uzak olamaz.
Yurtdışındaki klinikler, hastaların liposuction, karın germe ameliyatı veya aşırı deri çıkarma (kilo kaybı için genellikle bariatrik cerrahi sonrasında) ABD’dekinden çok daha ucuza yaptırabilecekleri yanılgısını pazarlıyor. Üstelik sahilde güzel bir tesiste kalabileceklerine kadar ! Ancak bu tür prosedürleri tropik bir cennette yaptırmanın sonuçları ciddi olabilir, hatta yaşamı tehdit edebilir ve sonuçta hastalara uzun vadede çok daha fazla paraya mal olabilir.
Geçen yıl, yurt dışında plastik cerrahi komplikasyonları yaşayan veya ameliyat sonrası bakımı yetersiz olan çok sayıda hastaya ileri tedavi merkezli hastanelerde yeniden müdahale edildi. Birçoğu E. coli veya diğer yıkıcı, çoğunlukla dirençli bakteriler gibi korkunç enfeksiyonlarla gelmişti. Birçoğunun uçuş sırasında veya evde parçalanan cerrahi yaralarla ilgili sorunları vardı. Ne yazık ki bu hastalar, büyük ve sıklıkla invazif prosedürlerin ardından veya kendilerine yeterli takip talimatları verilmediği için takip bakımı yapma becerisine sahip değillerdi.
‘Daha ucuz’ seçenek çok daha pahalıya mal olabilir
Plastik ve Cerrahi Rekonstrüktif Cerrahi ‘de Temmuz 2017’de yayınlanan bir araştırma, yurtdışında estetik cerrahi geçiren 42 hastayı takip etti. Endişe verici bir şekilde, bu hasta örneğinde ortaya çıkan komplikasyonları tedavi etmenin ortalama maliyeti 18.000 dolardan fazlaydı. Çalışma aynı zamanda medikal turizmin ABD sağlık sistemi üzerindeki yükünün 2012 yılında 1,33 milyar dolar olduğunu ve Medicaid’in ana ödeme grubu olduğunu tahmin ediyor.
Çalışmanın vurguladığı yaygın bir yanlış algı, prosedürlerin yurtiçinde ve yurtdışındaki adaletsiz maliyetidir. Örneğin, bir hastanın ABD’de 25.000 dolara mal olacağını düşündüğü bir prosedür aslında 16.000 dolara mal olabilir. Bu yanlış algı, sağlayıcıların maliyetleri yeterince açıklamamasından ve hastaların medikal turizmi tercih etmeden önce gerekli özeni göstermemesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, UT Southwestern’de, hastaların tamamen iyileşmesini kapsayan ameliyat sonrası bakımın maliyetini ameliyatın toplam maliyetine dâhil ediyor (post op). Yurtdışındaki klinikler ameliyattan sonra sizi bir daha göremeyecekler, bu da bazı maliyet farklılıklarını açıklayabilir.
Ayrıca ABD’de bir hastaya estetik operasyon uygulandığında birçok plastik cerrah “kozmetik sağlık sigortası” sunuyor. Hasta, hastaneye kaldırılmayı gerektiren büyük bir komplikasyonun nadir olması durumunda maliyetleri karşılamak için önden bir ücret (genellikle 150 $ civarında) öder ve bir faturaya neden olabilecek bir komplikasyon durumunda hastanın cebinden çıkan yükünü azaltır. 50.000 dolardan fazla.
Kozmetik sağlık sigortası genellikle yurtdışında yaygın olarak sunulmuyor çünkü hastalar sadece bir hafta orada kalacaklar. Eve geldiğinizde kan pıhtılaşması gibi bir komplikasyonla karşılaşırsanız, sigortanız sonuçta ortaya çıkan 30.000 ila 50.000 ABD Doları arasındaki faturayı karşılamayabilir çünkü bu, cebinizden ödediğiniz isteğe bağlı bir kozmetik prosedürdür.
Plastik cerrahi için medikal turizmin riskleri
Ameliyat için yurt dışına gittiğinizde, mali açıdan çok daha fazlasını riske atıyorsunuz. Tahminler, her yıl 15 milyon kadar ABD’li hastanın yurtdışında tıbbi bakım aradığını gösteriyor. Ve bunu yapanlar enfeksiyonlar, kan pıhtıları ve uzun vadeli hasarlar gibi ciddi ameliyat sonrası komplikasyonlar açısından çok daha yüksek risk altındadır.
Diğer ülkelerde eğitim ve akreditasyon konusunda Amerika Birleşik Devletleri’ndekinden çok farklı standartlar vardır. Ameliyathanede neyin kabul edilebilir olup neyin kabul edilmeyeceği de farklı olacaktır. Güvenlik protokolleri eksik olabilir veya hiç olmayabilir ve bu, riske atmak isteyeceğiniz bir şey değildir. Ayrıca yabancı bir ülkede dirençli olabilecek ve vücudunuz gerekli antikorları geliştirmediği için tedavisi daha zor olabilecek bakterilerle de karşılaşabilirsiniz.
Takip bakımı sağlamaya çalışan doktorların tam olarak ne yapıldığını, ameliyatın nerede yapıldığını veya hangi doktorun yaptığını takip etmesi genellikle imkânsızdır; hastalar çoğu zaman cerrahlarının isimlerini bile bilmezler.
Büyük bir ameliyattan hemen sonra seyahat etmek de komplikasyonlara yol açabilir. Sadece yeni kesilerin yırtılmasına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda kan pıhtılaşması riskini de artırabilir. Örneğin, Dominik Cumhuriyeti’ne (popüler bir sağlık turizmi bölgesi) seyahat ederseniz oraya ulaşmanız tam bir gün sürebilir. Bu, özellikle beş veya altı saatlik bir ameliyattan sonra direkt uçuş rezervasyonu yaptırırsanız, hava yolculuğunun hareketsiz doğası nedeniyle ameliyattan sonra kan pıhtılaşması riskinizi artırır.
Bu makale fikri ve sanat eserleri kapsamında korunmaktadır. Harf kelime veya paragraf alınarak veya cümle değiştirilerek kopyalanamaz. Yazardan izin alınması gerekmektedir.
Müellifi Semih Karakoç…
