DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Az Bulutlu
25°C
Mersin
25°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
25°C
Pazartesi Az Bulutlu
25°C
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
23°C

Yüzyılın Felaketi

15.02.2023 23:38 | Son Güncellenme: 09.03.2023 22:47
134
A+
A-

Ülkece yaşayabileceğimiz en büyük kâbuslardan birini yaşıyoruz. Kahramanmaraş’ta üst üste meydana gelen iki depremle korkunç bir yıkım yaşadık ve birçok canımızı kaybettik. Enkaz altında kurtarılmayı bekleyen onlarca canımız var ve kurtulan insanlarımız da çok zor şartlar altında hayatta kalmaya çalışıyor. Üstelik acıların en büyüğünü yaşamalarına rağmen geride kalan insanların hayatlarını kurtarmak için ellerinden geleni yapıyorlar… Ne denir ki, hepimizin başı sağ olsun… Sosyal medyada rastladığım çok anlamlı bir yazıyı paylaşmak istedim. Duygular ancak bu kadar güzel anlatılır… Depremde sevdiklerini ve yakınlarını kaybeden insanların sözleri ise yüreğimizi acıtıyor, boğazımızda kocaman bir yumru var ve asla geçmiyor…

Şimdi anladık mı aslında evimizin çok küçük olmadığını, ya da çok soğuk olmadığını, yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çokta önemli olmadığını, ya da yediğimiz yemeğin tuzunun salçasının etinin sebzesinin az ya da çok olmasının çok önemli olmadığını, yemeğimizi beş on dakika gecikmesinin önemsizliğini, ballandıra ballandıra anlattığınız telefonunuzun, arabanızın markasının, yazlığınızın, zenginliğinizin çok önemli olmadığını, ya da milyonlarca liraya aldığımız konutun belki de mezarımız olabileceğini, üstünüzdeki montun, ayağınız üşümesin diye bir köşede duran battaniyenin kıymetini, sıcak bir çayın, çorbanın ekmeğin nasılda kıymetli olduğunu, ya da kalbini kırdığınız bir insanın gönlünü almaya vaktiniz olamayacağını, kaçırdığınız trenin, vapurun dolmuşun arkasından telaş yapmamanın ne kadar gereksiz olduğunu, nerede nasıl yattığınızın değil de, nerede nasıl, yada ne halde uyanacağınızı, yada uyanamayacağınızı, üzerinizde uyuduğunuz yorganın, yerine, moloz yığınlarının altında kalabileceğinizi, bu afetler, felaketler, hep ders olmalı, unutulmamalı, zenginliğin, malın mülkün makamın emanet olup İNSANLIĞIN kalıcı ve gerekli olduğunu, sevdiklerinizin kıymetini bilin kalbini kırmayın, yediğinizi içtiğinizi israf etmeyin, emanet olan hayatımızı, canımızı, ne zaman nerede teslim edeceğimiz belli değil.

YAZARIN GÜNLÜĞÜ

Dostlara acılarını paylaştığını göstermek; birlikte yas tutmakla değil, onlara yardım etmekle olur. İnsan, doğası gereği toplumsal bir varlıktır. Yalnız yaşaması mümkün değildir. Birlikte yaşamanın gereği olan dayanışma ile insanlar yardımlaşmayı, birlikte iş yapmayı öğrenirler. Dayanışma sayesinde insanlar daha çabuk ve daha çok iş yapabilir. Atalarımız bu konuda, “Bir elin nesi var, iki elin sesi var.” diyerek, birlik, beraberlik ve dayanışmanın önemini vurgulamışlardır. Toplum yaşamında kamu yararına güzel bir yardımseverliğine şahit olduğum Mersin Yenişehir Ziraat Bankası Müdürü Sayın Muhittin Biçer beyefendiye sonsuz teşekkürlerimi bir borç bilirim.

Hoşçakalın erenler..

Not: bazı alıntılar sosyal medyadan derlenmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.