Evet, aday listelerinin ilan edilmesinin üzerinden yaklaşık 5 gün geçti.
Tepkiler her zamanki gibi. Yüksek sesli olanlar da var, sesini çıkarmayıp içinden konuşanlar da var.
İki kelime ile özetlersek “Evlere Şenlik”.
Peki bu adayların hangilerini tanıyoruz?
Bugüne kadar hangilerini sahada gördük?
Hangileri Mersin için taşın altına elini koymuş?
Bu söylemim en yüksek oy potansiyeli olan partilerden, en düşüğüne kadar bütün partiler için geçerli. Çünkü Mersin her kesimden, her partiden milletvekili çıkarabilecek kozmopolit bir şehir.
Ama partiler tamamen kendi çıkarları doğrultusunda, bugüne kadar hep Mersin’le doğru dürüst ilgilenmemiş kişileri aday olarak çıkardı ve yine 14 Mayıs seçimlerinde bu politikaya devam ediyor.
Haklarını da yemeyelim.. Sevsek te sevmesek te ilk sıra adaylarından Mersin’e dokunmuş kişiler yok mu? Var elbette.
Peki ya parayı bastıran sponsor adaylar, parasız torpilliler, dokunulmazlık zırhına bürünmek isteyenler, yaşlılar, şehirle hiç alakası olmayanlar, dünün ve bugünün ekonomi bakanları ve ilk defa Mersin’den seçime girecek Mersinli bile olmayan ittifak adayları…
Zira bu listelerin tamamının sadece genel başkanlar tarafından hazırlanmadığı apaçık ortada.
Aday olabilmek için istifa eden 2 İl Başkanı’nın bile çizik yediği listeler halkta bir heyecan yaratmadı.
Çünkü listelerde Mersin’in bir türlü yapılmayan, sözü verilip te başlamayan, başlanıp ta bitirilemeyen yatırımlarını hızlandıracak, şehrin sorunlarını cılız ses yerine yüksek sesle dillendirecek, masaya yumruğunu vuracak hiç kimse yok.
Eskiden partilerin aday belirleme sürecinde temayül yoklamaları ve ön seçim yapılırdı. Böylelikle partideki yönelimler belirlenir ve sonuçlar genel merkezlere iletilirdi. Her ne kadar adaylık genel başkanların 2 dudağı arasında olsa da insanların içine sinerdi.
Mersin’de bunu sadece 1-2 parti yaptı.
Bazı partiler sadece İl-İlçe Başkanlıkları’ndan (sözde) görüş aldı.
Diğerleri hiç sormadı bile… Listeler direk Genel Merkez’lerden geldi.
Deprem öncesi ve sonrası
Yaşadığımız asrın felaketinden sonra, gelen yoğun göçle birlikte nüfusu 3 milyona yakın olan Mersin bildiğiniz gibi özel statüye alınmadı. Şehrin elektrik, su, doğalgaz, telekominikasyon iletişim tüketimi, araç trafiği %200 arttı.
Peki depremi bizim kadar hissetmiş olan, hiçbir binası yıkılmamış olmasına rağmen, hatta bizim aldığımız göçün %5’i kadar bile göç almamış Elazığ ili için kimler devreye girip afet bölgesi ilan edebildi de biz olamadık?
Neden 2011’de ilk kazması vurulan Çukurova Bölgesel Havalimanı hala bitmedi?
Neden Çeşmeli-Kızkalesi-Taşucu otoyolu hala başlamadı?
Akdeniz Sahil Yolu (Anamur – Antalya) ne zaman bitecek?
Nüfusu 3 Milyona yaklaşan Mersin’de istihdam ve istikrar için hangi projeleriniz var?
Mersin’deki sığınmacı ve mülteci Suriyeliler ne zaman gidecek ?
Ruslar için bir politikanız var mı?
İstanbul seviyesine getirilen ev/arsa fiyatlarına dair yaptırımınız ne olacak?
Bir seçmen olarak bütün partilerin adaylarına sesleniyorum.
Vekil olduktan sonra 5 yılı mecliste birbirinize laf atmakla, elinizi kaldırıp indirmekle geçirecekseniz, Mersin’e geldiğinizde sadece oraya gittim buraya gittimcilik yapacaksanız, lütfen kapımıza gelip oy istemeyin.
Kılıçdaroğlu kazanamazsa bi daha memlekette seçim yapılmaz…
Erdoğan kazanamazsa dolar 30 olur…
Onlar PKK ile ittifak yapıyor…
Bunlar Hizbullah ile ittifak yapıyor…
Şunlar Sinan Ateş’in katilleri…
CHP’nin Deva adayı…
AKP’nin Hüda-Par adayı…
Muharrem oyları bölüyor…
6’lı Masa kazansın…
Bari TİP’e oy verin barajı geçsinler…
Ümit Özdağ ırkçı…
Mustafa Sarıgül tiktokçu…
Bu söylemlerle de gelmeyin.
Çünkü Mersin halkı, artık kişilerin, partilerin broşür vaatlerini değil şehrin menfaatini gözeten vekilleri görmek istiyor.
Kısaca özetlersek;
Her ne kadar kader seçimi denilse de, evlere şenlik adaylarla o seçimin bu seçim olmadığı apaçık ortada.
