DOLAR
32,3732
EURO
34,7780
ALTIN
2.439,60
BIST
10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Az Bulutlu
26°C
Mersin
26°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
24°C
Perşembe Az Bulutlu
23°C
Cuma Az Bulutlu
23°C

Alın Teri

19.01.2022 19:42
854
A+
A-

Anlatılan, öğretilen ve yaşatılan tüm ekonomik modellerde hep aynı algı var fark ettiniz mi? Reklamları izlediniz mi mesela hepsinde aynı agresiflik ve hatta sıcaklık ve hatta acelecilik var. Telaş. Daha hızlı, daha ucuz, daha avantajlı. Hep dahası var fark ettiniz mi?

Biz hep daha fazla harcamalıyız ve harcadıkça daha fazlasını kazanmalıyız. Daha fazla çalışmalıyız ve daha fazla çalıştıkça daha fazlasını hak edebilir ve daha fazla refah içinde yaşayabiliriz. Birileri alın teri dökmemizi istiyor kutsallığı üzerinden. Birileri alın terimizin karşılığını veriyor derken…

Derken, birden her şeyi sömüren insanlığımız, alın terimizi sömürmeye başlıyor. Bir şeyleri hak etmek için alın teri dökmeliyiz ve aynı zamanda bir şeyleri hak etmiyoruz da. Neyimize yetmiyordur ya da ne haddimizedir. Alın terimizin özgül ağırlığı üzerinden bizlere ağırlıklı özgürlük sunuyorlar. Alın terimizden arttığı kadar özgürlük ve belki de alın terimizin artığı kadar özgürlük.

Kullandığımız uygulamalardan tutun da tercih ettiğimiz markalara, kullandığımız araçlardan tutun da yahu yemeğini beğendiğimiz mahalle arasındaki restorana kadar her şeyi izliyorlar. Sonra orada dökülen alın terinin kıymetini görüp onu oracıkta satın alıyorlar. Sonra birden sertleşiyor tüm uygulamalar. Fiyat politikaları da ürün politikaları da sertleşiyor. İşçilerinin çalışma koşullarının standardı bile. Güzel semirilip, sömürüldükten sonra artık kazanamayacak duruma gelen firma elden çıkarılıyor. Sonra dökülen alın terinin anlamı yoktu minvalinde söylemlerle inandırıyorlar hepimizi zaten mantıksız olan yatırım şekline. Hem de kısa bir cümleyle. Tutmayacağı belliydi.

Eskiden halkının can ve mal güvenliğinden öncelikli sorumlu olan, üzerinde yaşayan tüm insanlığın belli şart, koşul ve hukuk temelinde hayatını devam ettirmesinin garantörü olan devlet… Devletler… Koca şirketler halini aldılar. Varlık fonları ve rekabet güçleriyle onların da artık alın terine bakış açıları yeni nesil ekonomik tanımlamalara uygun hale getirildi. Ağzımızı açtığımız an bizleri dinleyip elini, şefkat elini uzatan devlet, alın terimizin ağırlığını sorar oldu bize. “Sen kimsin ki?” edasıyla. Aldığımız cevap ya bir şamar ya da en iyi ihtimalle güzel bir nasihat olmaya başladı.

Alın teri… Alın terimiz. Güzel sözlere, anlatılara ve hatta atasözlerine bile konu olan değerli kavram. Önceleri bizim olan, bize dair karşılığa sahip ve hatta yaşantımızın değeri olmakla birlikte, yaşamımızı özgürce devam ettirmemizi sağlayan derin değerimiz.

Şimdilerde.

Bize uygun görüldüğü kadar ve sınırlarının içerisinde olduğumuz sürece sorun çıkarılmayacak sorumlu özgürlüğümüz. Alın terimizin oluşturduğu duvarlar içerisindeki tutsaklığımız.

İyisi mi?

Alın terimizi sizin olsun…

Bize özgürlüğümüzü geri verin…

Yazarın Diğer Yazıları
11.01.2022 18:15
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.