DOLAR
32,5392
EURO
34,7953
ALTIN
2.437,62
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Az Bulutlu
29°C
Mersin
29°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
26°C
Cuma Az Bulutlu
25°C
Cumartesi Çok Bulutlu
27°C
Pazar Çok Bulutlu
27°C

Taliban – Kadınların Cehennemi – Yeniden!..

17.08.2021 19:02
542
A+
A-

Aylar önceydi;

Gecenin bir vaktinde, izlenirliği fazla olmayan bir televizyon kanalında henüz yeni başlamakta olan bir film yakalamış, kaçırmaması için hemen arkadaşıma mesaj yollamıştım. Meğer aynı kanaldaymışız.

Gerçekler üzerinden çekilmiş, nefis bir Afgan sinema filmiydi. (*)

Nefes nefese izledikten sonra, bu filmi en uygun gördüklerimize (!) ithaf ettik. Benim yakıştırdığım, daha ilk günlerde yapacaklarının ipuçlarını verdiği görevine yeni başlamıştı.

Varın kim olduğunu söylemeyeyim.

Son haftalarda yaşananlara baktıkça o geceyi, o filmi; o göndermeyi öyle sık anıyorum ki!..”

Bu alıntı da yıllar öncesine ait; Temmuz 2009 da Memleket Meselesi başlığı ile yazmışım:  

O günlerde, YÖK’ün meslek lisesi bağlamında; imam hatip lisesi mezunlarına yüksek öğretimin kapısını sonuna kadar açan bir eğitim projesi ile ilgili.

Adını vermediğim yetkilinin kim olduğuna gelince, inanın ben de unuttum. Kimler geldi kimler geçti hesabı, özellikle eğitim müfredatında bilimselikten uzaklaşma- gericileşmeye yönelik her biri üst üste yıkımlar ekleyerek.

Şimdi bir çoğu kurucuları oldukları partinin ya uzağında ya da yoklar.

*

Konuya dönecek olursak, çerçi başındakini çağırırmış:

Derdim, daha ilkinin travmalarını atamadan; 20 yıl sonra kökten dinci- şeriat yanlısı Taliban Yönetimi ile yeniden yüz yüze gelen Afgan kadınları.

Ve bu anlayışın kadınlara yönelik, hayatları cehenneme çeviren vahşi, karanlık yüzü!.

Afganistan’ın özellikle son çeyrek yüzyılına lanetli damgasını vuran Taliban Örgütü 25 yıl ara ile başkent Kabil’i bir kez daha teslim aldı. Yine o zaman olduğu gibi mevcut yönetim tarafından güçlü bir direnişle karşılaşmadan!.

27 Eylül 1996 da Kabil’e girmesiyle birlikte Molla Ömer liderliğinde, şeriata dayalı  Afganistan İslam Emirliği adı altında kendi hükümetini kuran Taliban yönetimi 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından, ABD eliyle iktidardan uzaklaştırılana dek; beş yıl boyunca (elbette erkekleri de kapsayan) katı şeriat uygulamaları ile ilk sırada kadınlara kan kusturdu!

Kadınların çalışması, yanlarında aileden bir erkek olmadan dışarı çıkmaları yasaklandı. Burka denilen ucube örtünme zorunluluğu getirildi.İstenilen şekilde giyinmeyenler kırbaçlandı. Topluma açık alanda konuşmaları ve şarkı söylemeleri yasaklandı. Çok eşlilik yasal hale geldi.

Kız çocuklarının okula gitmeleri ve başka yollarla batılı eğitim almalarının önü kesildi. Fotoğraf, her türlü görsel yayın ve müzik yasaklandı.

Bir Alman sosyologun ifadesine göre Taliban anlayışı için en iyi kadın, görülmeyen ve duyulmayan kadın oldu.

Kadına ailedeki erkeklerin, kocanın, nişanlının namusu olarak bakıldığından,  kendi isimlerini kullanmaları erkeklere karşı hakaret sayılarak kamuda ve günlük hayatta isimlerini kullanamaz oldular.

Yakın zamanlarda bile, Adım Nerede sloganı ile yurt dışındaki Afgan kadınların yürüttüğü kampanya haberleri eksik olmadı.

Şimdi, aynı çağ dışı görüntüleri; uzun sakalları, ölüm kusan ağır silahları  ile uğursuz bir karabasan misali yeniden çöktü Afgan topraklarının ve Afgan kadınların üzerine. Kim bilir, ne zaman dağılır!…

*

Günler öncesinden başlayarak, sözde Taliban zulmünden kaçtıkları öne sürülen ve  akın akın ülkemize akan genç erkek kalabalıklarının –hep ürktüğüm-

Ve iktidarın dün o türlü, bugün başka türlü çelişkili söylemlerle yürüttüğü göç  ve göçmen politikalarının; ülkemiz için Taliban anlayışına paralel tehditler oluşturup oluşturmayacağı konusunda  kuşkuluyum doğrusu.

Ne yapıp edip, ülkemizde ilk başta erkek şiddetine karşı kadınların yaşam güvencesi olan Uluslarası İstanbul sözleşmesinden çıkılmasını sağlayan ve Talibanla aynı karanlıklardan beslenen gerici- dinci kesimlerin yanı sıra, en yetkili ağızdan: “Türkiyenin Talibanın inancıyla ters bir yanı yok” açıklamasını düşününce!.

Ülke ve toplum olarak son günlerde yaşanan onca afetten ayrı, gerçek anlamda ateşten günlerin eşiğindeyiz!.

Bir yandan  hangi anlaşmalar karşılığı bilinmez, ABD  ve batılı ülkelerin güçlerini geri çektiği Kabil Havalimanını koruma adına, altı yüzü aşkın –şimdilik- kendi evladımızı yılan-çıyan dolu bir kuyuya atarak,

Diğer yandan daha da artacak göç dalgasıyla birlikte sayıları milyonlara dayanacak ve içinde kimleri, hangi savaşçı güçleri barındırdığı belirsiz, kontrolsüz göçmenler eliyle Afganistan topraklarının kucağındaki közü kendi kucağımıza çekerek.

*

Şimdi Taliban yönetimi uygulama konusunda sözde ürkütmeyen mesajlar verse de ( Şeriat kuralları içerisinde kadın haklarına saygılı olacaklarmış, ne demekse?

Afgan kadınlar, Şeriat’ denen yedi başlı canavarın (**) yeniden pençesinde!

Yardım çığlıkları uluslararası kamuoyunda yankılanmaya başladı bile.

Yazgısız kız kardeşlerim…

Önerim o ki özellikle kadınlar, yukarıdaki filmi bulup izlesinler.

Bir de şu kitabı: Kabil’de yirmi yaşında olmak /Çalınan Yüz- Latifa.

On altı yaşındaki bir genç kızın anlatımı ile Talibanın Kabil’e girdiği 27 eylül 1996 gününden başlayarak kabusa dönen hayatları, alt üst olan gündelik yaşamı, en küçüğüne kadar ellerinden kayan özgürlükleri, kırılan insanlık onurları, yaşanan acıları; kısaca, Talibanın kadınlara gün yüzünü dar eden gerçek yüzünü anlama adına…

Yazarını unuttum ama;

Yayınevlerinin birinde olmasa, birinde

Bulacaklardır mutlaka!..

(*) Osama:

Yönetmen-Senaryo: Siddig Barmak (2003)

türü: drama

(**) Prof.Dr.İlhan Arsel -Aydınlatmasına minnetle-

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.