“Siyaset yapmıyorum, tabanın sesini aktarıyorum”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, ekonomiyle ilgili açıklamalarının bazı çevrelerce “siyasi açıklama” olarak yorumlanmasına tepki gösterdi. Kızıltan, “Bizlerin söyledikleri hiçbir zaman siyasi değildir. Tabandan gelen talepleri, şikayetleri, sorunları, çözüm önerilerini sunuyorum. Dolayısıyla kimse diyemez ki Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı siyaset yapıyor” ifadelerini kullandı.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Uluslararası İlişkiler Konseyi işbirliğinde düzenlenen “Küresel Dönüşüm Odağında Türkiye Konferansı” Divan Otel’de yapıldı.

Konferansın açılışında konuşan MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, ekonomik krizle uyarılarını “siyasi açıklama” yorumlayan kesimlere tepki gösterdi ve siyaset yapmadığını, tabanın sesini ilettiğini söyledi.

Kızıltan, “Mersin özgür bir şehirdir. Mersin’de biz özgürce konuşuruz. Çünkü bizler konuşmazsak hem tabandan gelen, bilim dünyasından gelen, akademi dünyasından gelenler konuşmazsak bizi yönetenler doğruyu bulamazlar” dedi.

“KİMSE MTSO BAŞKANI SİYASET YAPIYOR DİYEMEZ”

Kızıltan, “Bizlerin söyledikleri hiçbir zaman siyasi değildir. Türkiye’de böyle kanı vardır: Aman ben bir şeyin yanlış olduğunu söylemeyim ya da böyle yapılmasın, şöyle yapılsın dediğimde bunu siyasi olarak algılarlar.  “Birileri bana kızar.” Böyle bir algı var. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak konuşuyorum. Nerden aldığım bilgileri ben burada söylüyorum? Tabandan gelen talepleri, şikayetleri, sorunları, çözüm önerilerini sunuyorum. Dolayısıyla kimse diyemez ki Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı siyaset yapıyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK EKSİKLİĞİ PLANLAMA”

Türkiye’nin üretim ve lojistikteki gelişmeleri önceden görüp planlama yapmak konusunda yeterince hızlı olmadığını, plansız hareket ettiğini kaydeden Kızıltan şunları söyledi: “Ukrayna-Rusya savaşı çıktı. Burada Türkiye’nin önemi ortaya çıktı. Şimdi biz Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olunca birçok yabancı ülkeden yabancı firmayla görüşüyoruz. Daha geçen gün İstanbul’a gittim bir Rus firmasıyla görüştüm. Yatırımlarını Türkiye’ye kaydırmak istiyorlar keza başka ülkelerden elçiler geliyor. Şimdi burada çok önemli bir şansımız var yine buna bir planımız yok. Türkiye’nin imkanlarını planlamamız lazım, bu konjonktüre Türkiye’yi nasıl uydurmamız gerekiyor. Bir düğmeyle iletişimi sağlıyoruz ama fiziki altyapı, fiziki işlemlerinde yapılması gerekmektedir. İşte Türkiye bunu şimdiden planını yapmış olması lazımdır. Türkiye’de uzun yıllardır planlama yok ne yazık ki her şey kimler daha çabuk ulaşırsa bir yerlere bu orada bunu, bu burada bunu yapsın şekillinde Türkiye’de işler, yatırımlar yürüyor ama biz oturup dünya konjonktüründe ele alarak, küresel bir Türkiye planlaması yaparsak hem üretimde hem tarımda, teknolojide, eğitimde ama ne yazık ki bunu bir türlü planlamayı devreye sokamıyoruz. Türkiye’nin önündeki en büyük engel planlamasının olmayışıdır.”