DOLAR
32,3608
EURO
34,6619
ALTIN
2.395,18
BIST
10.190,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Az Bulutlu
24°C
Mersin
24°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
23°C
Cumartesi Yağmurlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
22°C

“Kadın cinayetlerine sessiz kalan herkes suç ortağıdır”

“Kadın cinayetlerine sessiz kalan herkes suç ortağıdır”
13.01.2022 19:08
533
A+
A-

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Şube Başkanı Şerife Arıcı Yıldız, “Şiddete kör bakan, sessiz kalan, onaylayan herkes kadın cinayetlerinin suç ortağıdır” dedi.

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Mersin Şube Başkanı Av. Şerife Arıcı Yıldız, Mersin’de Raziye Oskay ve İstanbul’da Dilara Yıldız’ın eski nişanlıları olan erkekler tarafından öldürülmesine tepki gösterdi. Yıldız, “Çok acı ki Dilara bir avukat, Raziye ise bir hukuk bürosu çalışanı olmasına rağmen hukukun güvencesinden faydalanamadı” dedi.

Erkek egemen yapının birçok alanda kadına ayrımcılık yaptığını belirten Yıldız, “Bireysel silahlanmanın önüne geçilmeli, kadına yönelik şiddet suçlarının kapsamı genişletilmeli, cezalandırma amasız fakatsız olmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği bilinci acilen yaygın eğitim programlarıyla geliştirilmelidir” ifadelerini kullandı

Yıldız, geçtiğimiz iki gün içinde peş peşe gerçekleşen kadın cinayetlerinin bir kez daha, bizleri Türkiye’de kadınların can güvenliğinin kalmadığı gerçeği ile yüzleştirdiğini söyledi.

Yıldız, “Mersin’de Raziye Oskay (24) İstanbul’da Dilara Yıldız (29) eski nişanlıları olan erkekler tarafından kamusal alanda ateşli silahla vurularak yaşamdan koparıldılar. Çoğu kadın cinayetinde olduğu gibi uzun süredir cinayet faillerinin saldırı ve tehditleri altında her gün ölüyor, hayatta kalmak için bir hukuk mücadelesi veriyorlardı” ifadelerini kullandı.

Öldürülen kadınların defalarca şikayetçi olmalarına, uzaklaştırma kararı almalarına rağmen devletin onları koruyamadığını söyleyen Yıldız, “Çok acı ki Dilara bir avukat, Raziye ise bir hukuk bürosu çalışanı olmasına rağmen hukukun güvencesinden faydalanamadı. Raziye sokak ortasında, Dilara ise bir restoranda polislerin gözü önünde öldürüldü. Acımızı isyana dönüştüren ise, bu kadınların son erkek şiddeti kurbanı olmayacağı endişemiz” diye konuştu.

Türkiye’de kadınların, ne yaşam hakkının dokunulmazlığından, ne de eşitliğin anayasal güvencesinden yararlandırılmadığının altını çizen Yıldız, “Çünkü erkek egemen yapı, evde, okulda, işte, ekonomide, siyasette kadına ayrımcılıkta bulunuyor. Çünkü medya ve her türlü iletişim araçları ile kadına şiddet normalleştiriliyor ve sıradanlaştırılıyor. Çünkü yönetenler kadın cinayetlerini görmezden geliyor ve bu olgu ile gerçek ve samimi bir mücadele yürütmüyor. Çünkü kamusal olarak şiddete uğrayandan çok şiddet uygulayan korunuyor. Çünkü ülkede bireysel silahlanma serbestisi ve kolaylığı var. Çünkü eğitimde laiklikten uzaklaşıldı ve zaten çok yetersiz düzeyde olan toplumsal cinsiyet eşitliği bilinci hızla yok ediliyor. Çünkü kadının yaşam hakkı başta olmak üzere insan haklarını korumakla yükümlü olan devlet, bu yükümlülükleri netleştirerek devlet başta olmak üzere tüm kişi ve kurumlara şiddet ve ayrımcılıkla mücadele zorunluluğu getiren İstanbul Sözleşmesinden çekildi” ifadelerini kullandı.

Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık açısından gelinen noktanın, kadın haklarını ilk tanıyan ve uygulayan ülkelerden biri olan Türkiye’ye hiç yakışmadığını söyleyen Yıldız, “Bu tablodan herkes payına düşen sorumluluğu ayırt edip kadına yönelik şiddetle kamusal ve toplumsal topyekun bir mücadele başlatmalıdır. Bireysel silahlanmanın önüne geçilmeli, kadına yönelik şiddet suçlarının kapsamı genişletilmeli, cezalandırma amasız fakatsız olmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği bilinci acilen yaygın eğitim programlarıyla geliştirilmelidir. Şiddete kör bakan, sessiz kalan, onaylayan herkes kadın cinayetlerinin suç ortağıdır. Bu insanlık suçuna ortak olmamak adına tüm kişi ve kurumları kadın cinayetlerinin durması için kamusal sorumluluğuna sahip çıkmaya çağırıyoruz” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.