DOLAR
32,3565
EURO
34,7090
ALTIN
2.392,81
BIST
10.161,99
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Hafif Yağmurlu
24°C
Mersin
24°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
22°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
23°C

“Çocuklar rutinlerine dönmeli”

“Çocuklar rutinlerine dönmeli”
17.02.2023 16:05 | Son Güncellenme: 09.03.2023 22:45
181
A+
A-

MEÜ Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Fevziye Toros, depremden etkilenen çocuk ve ergenlerin eğitim gibi olağan rutinlerinin bir an önce başlaması gerektiğine dikkat çekti. Toros, “Çocuklar okulda ve eğitim ortamında aynı zamanda konuşarak, oyun ve aktivitelerle, bunları travmaları tekrar tekrar yaşayarak baş etme becerisini geliştirir. Okul sadece akademik olarak düşünülmemelidir” dedi.

 

 

Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen iki büyük depremle yaşanan büyük kayıplar sonrasında; Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevziye Toros, deprem ve deprem sonrasında yaşananlardan psikolojik olarak etkilenen çocuklar ve ergenler ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Yaşadığımız depremin hepimiz gibi çocuk ve ergenlerde çok büyük etkiler bıraktığını belirten Prof. Dr. Toros, “7’den 77’ye hepimiz psikolojik olarak etkilendik. Küçük yaştaki çocuklar yaşadığımız depremi tam olarak algılayamayabilir. Çocuklarımızda 5-6 yaş ve öncesi için oyun çok önemli. Çocuklar bu tür travmaların etkilerini bazen resim çizerek, bazen oyunlarda yansıtarak yaşar ve duygularını aktarırlar. Endirekt de olsa bu travmayı dile dökmeleri, onlar için oyun becerisini daha da hızlandıracak olan bir süreçtir.” dedi.

İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin biraz daha farkındalığı yüksek yaş grupları olduğunu belirten Prof. Dr. Fevziye Toros, “Onlar, yaşananları daha çok anlayabilecek durumdadır. Bu dönemdeki çocuklara depremi anlatmak için gerçekçi olmak, yalan ve yanlış bilgiler yerine kısa ve net bilgiler vermek, durum ertelemeleri yapmamak gerekir. Sadece depremi yaşayan değil bu travmatik zamanı yaşayan tüm çocuklar için eğitim süreçlerinin ve olağan rutinlerinin bir an evvel başlaması gerekiyor. Çünkü çocuklar okulda ve eğitim ortamında aynı zamanda konuşarak, oyun ve aktivitelerle, bunları tekrar tekrar yaşayarak baş etme becerisini geliştirir. Okul sadece akademik olarak düşünülmemelidir.” ifadelerini kullandı.

 

“ONLARA ZAMANLA BUNUN ÜSTESİNDEN GELEBİLECEĞİMİZİ SÖYLEMELİYİZ”

 

Akut, yani ilk zamanlarda yine sallanıyoruz gibi hissetme, gece rüyalara kabusların girmesi gibi, gün içinde anlamsız öfkeler, hırçınlık ve ağlamalar, güven duyduğu kişiye kişilere anne ve babaya yapışık olma isteği, bulunduğu odadan başka bir odaya gitmek istememe, yalnız yatmak istememe gibi durumlar yaşanabileceğini belirten Prof. Dr. Toros, “Bazı çocuklarda altına kaçırma, daha bebeksi olma gibi regresyon gerileme belirtileri görülebilir. Burada yapılması gereken çocuk ve ergenlerimize güvende olduklarını, deprem sürecinin atlatıldığını, temel ihtiyaçların karşılandığı hissini vermek, sevgi ve güven ortamı yaratmak olmalı” dedi.

Bu yaşanılan süreçte psikolojik desteğin önemine de değinen Prof. Dr. Toros, “Çocuk ve ergenlerimizin uykularında bozulma, huzursuzluk, tekrar tekrar olayı deneyimleme, hırçınlık ve kaygılar olağan sayılabilir. Ama günlük sosyal yaşamını etkileyecek derecede mutsuzluk, keyifsizlik, içe kapanma, öfke nöbetleri, sabaha kadar uyumamalar, takıntılar, kaygılar, korkular, ailenin de ikna edemeyeceği düzeyde ruhsal belirtiler varsa Üniversitemizin Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’ne ve yeni açılan Travma Polikliniği’ne randevu almaksızın gelebilirler. Ayrıca Mersin’de Şehir Hastanesi, Toros Devlet Hastanesi gibi kurumlarda da ilgili bölümler var. Bu travmanın henüz başlangıcında kontrol altına alınması ve erken teşhisi bu durumun kronikleşmesini engelleyebilir.” ifadelerini kullandı.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.