Site icon Haber 33 Mersin'in Gündemi

Depremzedelere psikolojik ilk yardım

Psikologlar hem depremi yaşayarak etkilenenlerin hem de yaşamadan etkilenenlerin maruz kaldığı ve ileride maruz kalabileceği olası psikolojik durumlar için alınabilecek önlemleri anlattı. Depremi yaşayanlara karşı nasıl davranılması gerektiğine de değinen uzmanlar, depremden en çok etkilenen kesim olan çocuklara karşı da nasıl davranılması gerektiği yönünde telkinlerde bulundu.

 

Kahramanmaraş’ta yaşanan ve 10 ili etkileyen depremden milyonlarca insan psikolojik olarak da olumsuz etkilendi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapan psikologlar da hem depremi yaşayan, hem de yayın organlarından takip edenlerin yaşadığı psikolojik travmalar konusunda alınabilecek önlemleri anlattı. Duyguların bastırılmaması gerektiğini ifade eden uzmanlar, depremzede ile empati kurulmasının önemine dikkat çekerken, iyi geleceği düşünülen bazı cümlelerin aslında daha kötü etkilere neden olabileceğinin de altını çizdiler. Uzmanlar, depremden en çok etkilenen kesim olan çocuklara da, yaş gruplarına göre depremin somut şekilde anlatılması ve sorularının geçiştirilmemesi gerektiğini söylediler. Çocukların, depremin olumsuz etkilerini atlatabilmeleri için bol bol oyun oynamaları gerektiği de ifade edildi.

 

“ÇOCUKLARIN DEPREMİN ETKİLERİNİ ATLATABİLMELERİ İÇİN OYUN OYNAMALARI GEREKİYOR”

 

Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda psikolog olarak görev yapan Özlem Özkan, depremi yaşayan yetişkinlere ve çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğini anlatarak, “Yetişkin bireylerimizi özellikle empatik bir şekilde dinlemek, onları yargılamamak ya da abartılı telkinlerden kaçınmak çok önemli. Çocuklarımız için de burada yaşam alanı oluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü bir müddet burada misafirimiz olacaklar ve onlar için oyun odası hazırladık. Çocukların, depremin etkilerini atlatabilmeleri için oyun oynamaları gerekiyor. Özellikle legolarla oynayabilirler, bol bol oyun oynamalarına müsaade ediyoruz” diye konuştu.

Ailelerin çocuklara karşı tutumunun da önemli olduğunu vurgulayan Özkan, “Bu anlamda ailelerimizi de bilgilendiriyoruz. Anne babalarımız çocuklarımızla temas halinde olmalı, onlara sarılmalı, güvende olduklarını, kendilerinin yanlarında olduklarını hissettirmeleri gerekiyor. Bu şekilde çalışmalar yapıyoruz” dedi.

 

“DUYGULARI BASTIRMAK İLERİDE ÇOK DAHA BÜYÜK SORUNLARA YOL AÇABİLİR”

 

İnsanların duygularını bastırmaması, olduğu gibi yaşaması gerektiğine dikkat çeken Özkan, “Şu aşamada aşırı uyarılmışlık mevcut olduğu için, aslında hepimiz depremle alakalı tedirginlik içindeyiz ve korkuyoruz. Biz bunlara travma sonrası stres belirtileri diyoruz. 4-5 hafta kadar ya da çok daha uzun bir müddet bunların yaşanması çok olası. ‘Ben bu duyguları atlatamayacak mıyım, hep böyle mi geçecek’ şeklinde panik içerisinde olmasınlar. İnsanların olabildiğince, duygularını yaşamalarına izin vermeleri gerekiyor. Bunlar anormal bir durum karşısında verilen normal tepkiler aslında. O yüzden duygularımızın akması gerekiyor. Kendimize müsaade etmemiz gerekiyor. Çünkü duygularımızı bastırmak, ileride çok daha büyük sorunlara yol açabilir” diye konuştu.

Exit mobile version