Mersin Ticaret Borsası ve Ulusal Bakliyat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada Türkiye’de bakliyat üretiminin ve tüketiminin artırılması çağrısında bulundu.
Türkiye’nin yoğun girişimleriyle 2016 yılının Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Bakliyat Yılı” ilan edildiğini hatırlatan Özdemir, o günden bu yana yapılan çalışmalar sayesinde bakliyat konusunda farkındalık oluştuğuna işaret etti.
Özdemir, “Rakamlar açısından ifade edilirse, 2016 yılı ile başlayan bu önemli süreçte dünya bakliyat üretimi yüzde 18 arttı. Ayrıca, Dünya Bakliyat Konfederasyonu (GPC) tarafından yapılan açıklamaya göre son bir yılda dünya bakliyat tüketimi yüzde 9 oranında yükseldi” dedi.
Özdemir, “Son iki yılda yaşamakta olmaya devam ettiğimiz pandemi süreci ve iklim değişikliği gibi unsurlar bakliyatın önemine yönelik oluşan olumlu algıyı çok daha güçlendirdi. Bu iki yıllık dönemde sağlıklı gıda, sürdürülebilir tarım, gıda güvenliği, biyoçeşitlilik ve kendi kendine yeterlilik gibi kavramlar sıkça kullanılmaya başlandı. Bakliyat ise tüm bu kavramlara dair geleceğe yönelik yapılacak olan her planlamanın içerisinde yer almaktadır. Örneğin bakliyat, et ve et ürünleri ile eşdeğer protein seviyesine sahiptir. Demir, potasyum ve lif açısından oldukça zengindir. Kolestrol ve gluten içermez. Yağ oranı düşüktür ve anti alerjik gıdalardır. Dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam açısından oynadığı bu önemli rol ile obezite, kalp rahatsızlıkları, diyabet, böbrek yetmezliği ve kanser gibi çağımızın yaygın hastalıkları ile mücadelede uzmanlar tarafından sıkça önerilmektedir. Ayrıca virüslerin çoğalmasını önleyen antiviral ve bağışıklık sistemini güçlendiren prebiyotik özellikleri sayesinde pandemi sürecinde oldukça etkin gıdalardır” dedi.
PANDEMİ ÖNEMİNİ ORTAYA ÇIKARDI
Özdemir, “Pandemi süreci ile birlikte daha da önem kazanan kavramlardan biri ise kendi kendine yeterlilik oldu. Birçok ülke bu dönemde üretim ve dış ticaret açısından daha korumacı politikalar uyguladılar. Örneğin bakliyat sektörü açısından en önemli ülkelerden olan Hindistan şu anda kendi kendine yeterlilik politikası uygulamaya başladığından son dönemlerde tohumculuk, mekanizasyon ve devlet teşviği uygulamalarına ağırlık vermektedir. Ülkemiz ise ülkemizde en fazla üretilen, tüketilen ve dış ticarete konu ürünler olan nohut, kırmızı mercimek ve kuru fasulyede sadece nohutta net ihracatçı konumdadır. Kırmızı mercimek ve kuru fasulyede ise net ithalatçı konumdadır” dedi.
ÜRETİM VE TÜKETİMİN ARTMASI ÖNCELİĞİMİZ OLMALI Özdemir, “Sonuç olarak bakliyatın tarım ve gıda sektörü açısından geleceğe yönelik oluşturulacak her kurgunun giderek kıymetlenen vazgeçilmez bir parçası olacağını düşünüyorum. Bu bağlamda bakliyat üretimi ve tüketiminin artırılmasının tarım politikalarımız içerisinde üst sıralarda yer alması gerektiği kanaatindeyim. Bu amaca yönelik, zaman kaybetmeden, bugünden oluşturulacak politikalar ülkemizin üretim ve dış ticaret rekabeti açısından konumunu güçlendirecektir” ifadelerini kullandı.